BT taramaları ve kanser riski arasındaki ilişki, yeni bir bilimsel çalışmayla yeniden gündeme geldi. California San Francisco Üniversitesi’nden (UCSF) araştırmacıların yaptığı çalışma, bilgisayarlı tomografi taramalarının aşırı kullanımının ABD’deki yıllık yeni kanser teşhislerinin yaklaşık %5’ine katkıda bulunabileceğini ortaya koydu. 2007’den bu yana Amerika’da BT teknolojisi kullanımında %30 artış gözlemlendi ve bu durum uzmanları endişelendiriyor. BT teknolojisinin artan kullanımı ve sağlığa etkileri araştırıldı
Araştırmacılar 93 milyon BT incelemesinin sonuçlarını inceleyerek istatistiksel modelleme yöntemiyle ABD’de gelişecek kanser vakalarının yaygınlığını tahmin ettiler. Model, 100.000’den fazla yeni kanser vakasının BT radyasyonuna maruz kalmaktan kaynaklanacağını öngörüyor. Çalışmanın ilk yazarı Dr. Rebecca Smith-Bindman, “BT hayat kurtarabilir, ancak potansiyel zararları genellikle göz ardı edilir. Amerika Birleşik Devletleri’nde BT kullanımının büyük hacmi göz önüne alındığında, mevcut uygulamalar değişmezse gelecekte birçok kanser ortaya çıkabilir.” ifadelerine yer verdi.
Dr. Smith-Bindman ayrıca tahminlerinin BT’yi alkol tüketimi ve aşırı vücut ağırlığı gibi diğer önemli risk faktörleriyle aynı seviyeye getirdiğini ve tarama sayısını ve tarama başına dozu azaltmanın hayat kurtaracağını vurguluyor. Ancak burada hastaların anlaması gereken kritik nokta, BT taraması yaptırmanın faydasının çoğu durumda potansiyel riskten çok daha fazla olduğu.
BT teknolojisi iyonlaştırıcı radyasyon kullanıyor ve büyük dozlarda radyasyon, artan kanser riskiyle ilişkilendirilmiş durumda. Bununla birlikte araştırma ekibi, model tabanlı tahminlerinin nedensellik göstermediğini ve BT muayeneleri ile kanserler arasında doğrudan bir bağlantı kurulmadığını da açıkça belirtiyor. Londra Brunel Üniversitesi öğretim görevlisi Doreen Lau, “Bulgular, insanların bir doktor tarafından önerildiğinde BT taramalarından kaçınmaları gerektiği anlamına gelmiyor. Çoğu durumda, ciddi bir hastalığı tespit etmenin veya dışlamanın faydası, çok küçük bir zarar riskinden çok daha ağır basar. Bu araştırmanın vurguladığı şey, gereksiz görüntülemeyi en aza indirme ve özellikle BT kullanımının yüksek olduğu ortamlarda mümkün olan en düşük dozu kullanma ihtiyacıdır.” ifadeleriyle de çalışmanın önemli bir noktasına değindi.
